Arkadaşlar toz yuttum, kulis tozu..
Hemde çok tozluydu kulis, dolayısıyla yuttuğum toz da aşırı dozdaydı..
Artık beeen sahneye çıkmadan duramam.. ama gösteri sanatlarının hiçbir dalında yeteneğim yok ki. Bir yol bulmalıyım. Turne araştırmaları içindeyim şimdi..
Çok eğlendim.. çok neşeli güzel bir gece oldu bana göre ve hatta izleyenlere göre.
Size konserden ve öncesinden ve sonrasından bahsetmeliyim.
Koro çalışmaları ile sırtımdaki kitlenin tahmin ettiğimden /edilenden büyük olduğunun fark edilmesi (ameliyat sırasında) aynı zamana denk geldi.. daha önce sözünü ettiğim küçük yağ kitlesi küçük yağ kitlesi değilmiş aysberg gibi başka türlü bir kitleymiş. Doktor ve ben yanılmışız. Lokal anestezi ile alınmak üzere ameliyat masasına yattım. Sevgili kitlem şakacıymış, doktora şaka olsun diye saklanmış aşağı doğru büyümüş büyümüş kuzu böbreği kadar olmuş. Doktor zavallı almak için, ben zavallı vermek için 45 dakika çabaladık, sabrıma dayanıklılığıma hayretler ederek bana gaz verdiler 15 dikiş ve bir direnle çıktım ameliyathaneden.. tüm personel ve ben yorgun.. (pataloji sonucu Perşembe günü alınacak, ben hiç korkmuyorum) Doktorun odasına geçtik. Doktor düşünceli.. tavsiyelerde bulunurken “şimdi eve gidin bu kadar derine ineceğimizi bilmedik anestezinizde yetersizdi zaten, hayli ağrınız olacak” dedi. Ben a aa olamaz bu gün Çarşamba, koro çalışmamız var dedim. Dr. Ama ağrınız olacak, canınız yanacak dedi. Tek sakıncanın ağrıya tahammül zorluğu olduğunu öğrenince e evde daha mı az ağrıyacak hem sadece acıklı şarkılarda katılırım koroya “Bezm-i alemde ah edip ağladım” gibi diyerek ikna ettim doktoru..Sırtımda direnle koroya gidip çalışmaya katıldım. Ertesi günü diren alınacak Doktor kesiği görecek pansuman yapılacak o da perşembeye denk gelmesin mi.. gelsin iyi oluyor. Tabii diksiyon dersine de katılınıldı :) Cuma Pansumandan sonra özgür ruhluyla Antalya gezisi, Cumartesi cilt bakımı (dr.u üzmediğim için kendime ödül) Pazar günü lütfen oturdum evde (aslında saksı yapan bir çocuk resmi yaptım sulu boya ile) bir de mesaj aldım telefonuma sanaldan gerçeğe dönen dostumdan, moralim tavan yaptı.. internette beyaz yüzlü sürmeli gözlü portre aradım yine suluboya yapabileceğim, henüz uygun bir model bulamadım, aramaya devam edeceğim.. Pazartesi çok hareketli bir gün yine.. Sabah sırta pansuman, konser kostümümü, sahne pabuçlarımı, makyaj malzemelerimi bir çanta ile özgür ruhlu kocamın eline verdim akşama konser yerine yakın olan arkadaşım Nedret’lere götürüp beni/bizi orada beklemesini tembihledim. Ardından tabiî ki resim kursu, öğle arası kuaför, öğleden sonra benim canım arkadaşım kıymetlim pamukum Nedret’imle birlikte daha önce çekilen mammografi sonuçlarını almak üzere hastaneye gittik, benimkini aldık, görevli, arkadaşıma sizinki burada yok, hoca gelsin ondan sonra verilecek, belki hoca görüşecek sizle.. diyerek aklımızı karıştırdı. Ben Ona bir şey belli etmemeye çalışarak içimdeki fırtınaları susturmaya çalışıyorum, o arada bu karışık durumu duyan Nedret’imin Sevgili eşi Patronum uçarak geldi hastaneye, Nedret yani Pamuk o kadar düşüncelidir ki bana anahtarını verip gitmem için ısrar ediyor, saat 17 oldu, saat 18 de prova 20 de konser var ya.. ama benim aklım karışık, başlarım konsere diyemiyorum korkutmayayım diye.
Sonra görevlileri biraz sıkıştırınca aslında raporun yazılmadığı, imza tamamlamak için beklendiğini anlayıp 17:15 te taksiye atladım, Özgüre “sen Nedret’lerin kapısında bekle geliyorum” diye haber verdim. Gideceğim, temizlenip paklanıp giyinip süslenip 18 deki provaya yetişeceğim.
Çok mahir bir taksiye binmişim, beni 17:30 da gideceğim yere götürdü.. Özgür ruhlu yok ortada.. tüm malzeme onda, arıyorum.. hıı geldinmi iyi ben de geleyim.. hiçbir şartta (aparman önü gibi) keyf almayacağı bir ortamda bulunmak istemez benim doğa düşkünü özgür ruhlu Özgür. Parkta deniz kenarında Beydağlarına bakıyormuş, geliyorum dedi. Benim için çok kıymetli olan 10 dakikayı arkadaşımın evinde, tek başıma volta atarak geçirdim, geldi.. hızlı gonzales gibi giyindim, makyaj esnasında elektrik kesildi, rimelimi el yordamıyla sürdüm, Nedretimle konuştum, hiçbir sorun olmadığı tek sorunun hastane personelinin iletişim konusundaki bilgi eksikliği olduğunu öğrendim, önce içim aydınlandı sonra elektrik geldi, sahne ayakkabılarıma binip yürüme ve koşma arası gittik belediye tiyatrosu sahnesine..
Neyse.. kulisten geçtim :) aslında tiyatro görevlileri ve oyuncuları için üzüldüm, sahne arkası şartlarının kötülüğünü görünce..
Yine özgür ruhlu kocam Özgür’e çantamı ceketimi vereceğim için yakınlarda olmasını rica ettim. Bu gün bana eşlik ediyor ya e sanatçı kocası ya.. hı hı tamam diyerek uzaklaştı, ben çantamı teslim etmek üzere aradığımda tam karşındayım yani buralardayım diyor, nası nerdesin göremiyoruuuum diye ayağımı yere vuruyorum, e karşıdaki Kalamış restorandayım işte hemen kapının karşısı, rakımı içiyor yemeğimi yiyorum konser başlamadan geleceğim şeklin de bir yanıt alıyor şaşırmıyorum.. niye şaşırmıyorum çünkü benim 32 yıllık Özgür ruhlu kocama çok uyan bir davranış.. neyse uzatmayayım efendim, eşyalarımı arkadaşım Peyman’ın arabasına koyduk, sahiden tam karşıdaki meyhanedeymiş Özgür.. hışımla girdim içeri, tabağındaki yemekleri acele yutup içkisinden de kocca bir yudum alarak cezalandırdım kendisini :)
Prova bitti, koristler hepimiz endişeliyiz. Ben ilgiliye mikrofonların sesi güzel olan koristlerin önüne konmasını teklif ediyorum, burnuma dayıyor mikrofonu.. hayır bana değil şu şu arkadaşlara diye adres versem de anlatamıyorum, ben kaçıyorum mikrofondan..
Sonraa sonra başladı konser.. A aa ne kadar güzel çıkıyor ses, ne güzel çalıyor saz heyeti, ne güzel şarkılar..
Bayıldım.. çok sevdim, çok sevindim..
Tek sorun eskiden çok alışık olduğum ve emeklilikten önce sürekli giydiğim herkes tarafından benim tarzım olduğu söylenen kadeh gibi yüksek ve ince topuklu ayakkabılar üzerinde 20 şarkı terennüm etmek üstüne bestekarlara verilen plaketleri izlemek, dik durunca sırtımdaki dikişlerin acıdığını fark edip pozisyon ayarlamak oldu. (emeklilikten bu yana hep düz ayakkabılarla dolaştığımdan unutmuş ayaklarım o modelleri)
Bir de yine bu konseri organize eden ve benim de ucundan dahil olduğum ANŞOYAD ın dans eğitmeni olan genç çiftin tango gösterilerini izlemek çok eğlenceli oldu..
Çok eğlendim arkadaşlar, Beni izleyenler görmüşler ne kadar eğlendiğimi, korodaki diğer arkadaşlarımın çoğu bezgin söylerken ben şen şen şakımışım, benim sevgili özgür ruhlum tüm gece bir kolu havada telefona kaydetmiş konseri..
Büyük kameraman edasıyla verdi müjdeyi, ben de merakla aldım baktım ki yok.. evet yok, bayaa yok işte.. olmamış, yok..
Neyse korist arkadaşlarımdan birinin eşi kameraya aldı, bakalım ulaşırsam ve eklemeyi becerirsem azıcık bi bölüm eklerim bu sayfaya..
Konser bitti ay alkış almak bi hoşuma gitsin.. mikrofonu kapıp beni sizler var ettiniz demek istedim ama artık ayakta duracak dermanım kalmamıştı.. Sevgili Nedretimle ve özgür ruhlumla çıktık, Nedretim pamukumun yaptığı çay canıma can kattı, çevremdekilere bolca sanatçı kaprisi yaptım,
Eve geldik, günün özetini Tatlı kedim, güzel kızım Çıtırıma anlattım, Salı günkü yani bu günün resim kursunun malzemelerini hazırladım, maillerime baktım yattım..
Hayatımda her şeyin çok güzel olduğunu, hiçbir olumsuzlukla karşuılaşmayacağımı düşünerek uyudum,
Bu gün bir satır olsun değilmi, evet çok sevdiğim arkadaşlarımla yine keyifli resim çalışması yaptık.. (yağlıboya bir resme başladık)
Yarın Koro çalışmam var, Perşembe dikişlerim alınacak, hastaneden dooğru diksiyon dersine gideceğim. Yani hızlı yaşamaya devam..
Ay ne kadar uzun yazmışııım, yazık size.. ama inanın her şeyi yazmadım, aslında özgür ruhlu kocamın tutum ve davranışlarını elemesem başlı başına bir sitcom senaryosu olur.. çok eledim yani..
Resim konusuna gelince aşağıya bir suluboya resim ekliyorum. Bir çocuk resmi.. benim hayatımdaki eeen kıymetlim, 1,5 – 2 yaşlarında.. o zamanlar Onu sever sever, dolmuşa binerdim eve gitmek için bir durak sonra özler inip dolmuştan biraz daha severdim.. şimdi büyüdü kocamaaan ama yine çok güzel bir kadın. Ve o zamandan bu zamana hâlâ çok sıkı bir hayvansever. Tabi resim aslı kadar güzel olamadı ama ben biliyorum O olduğunu.. Sormayın kim olduğunu söyleyemem. Çünkü kendisi saklanıyor. Bayılıyor Saklanbaç oynamaya.
Haydi hoşçakalın sevgili dostlarım..
70’li Yıllarda Misafirlik
2 gün önce
19 yorum:
öyle sırıta sırıta okudum ki...
nasıl canım çekti, nasıl istedim biliyor musun orda olmayı. sen şen şen şakırken (bak bunu diksiyon dersinde telafuz edebilirsiniz, tekerleme gibi oldu) orada oturup, gerçekten kaydeden bir makine ile her saniyeyi kaydetmek istedim.
ne çok detay var bu yazıda.
özgüre güldüm.
ama ben de sen gibi hiiiç şaşırmadım.
elektrik kesildi dedin, telaş yaptım. ay ne şans!!!
ayakkabıları merak ettim, bi gelince görürüm.
bi de:
sen yine yüksek topuklara alışmaya başlasan iyi olacak. e koro çalışmaları, diksiyon kursları, resim atölyeleri falan derken katıldığın tek etkinlik bu kalmayacak belli. misal, ilk kişisel serginde de yüksek topuklarla salınman gerekecek.
sıkmadan sarılayım şimdi sıkı sıkı. e ameliyat yeni daha 8)
bi de:
şu küçük vov vov ile olan o günlerimi hatırlamadığıma pek üzülüyorum yahu.
güzel hoş bir anlatımla yüzünün akı ile çıkmışsın korodan tebrikler.resimde güzel bu hareketlilik eminim hayatına renk katıyordur.selamlar
-Saklanbacımmm O küçük vov vov değil cücük vov vovdu.. çok severdin onu sen.. o da seni.. :)
-Teşekkür ederim sevgili hamdivehusnucan :)
Gözümün önüne bi geldi senin pembiş yanaklarla, bir heyecan içinde, gülücükler dağıtarak, çoook eğlendiğin:)
En kısa zamanda görmeyi bekliyoruz koro performansını:) Gerekiyorsa haber ver ben toplatırım bütün görüntüleri :)
Geçmiş olsun.
Sevgilerimle
tebrikler
sen artık iflah olmazsın
o tozu yuttun bir kere :)
sevgili arkadaşımmm, bir solukda okudum.Bayılıyorum senin yazılarına.Tebrikler,orada olup seni dinlemeyi seyretmeyi çok isterdim.Çok geçmiş olsun,inşallah tertemiz çıkacak sonuçlar,çok sevgiler
Ne keyifli bir yazıydı yine "Beni sizler var ettiniz" diyecektiniz demek. :) Ay ne güldüm ya.
Sevgiler...
Canım ya..
ahh o tozz
delidir..
o alkışlar başka bi delidir..
bütün o sızlamalar geçer o alkışlarla
ama topukluya alışma derim..ne kadar rahatta olsa ayakkabı o kadar uzun sürede aynı yerde durmak mahvediyor insanı..sızısı içine işler:)
çok düzde değil ama yumuşacık 3-5cm topuk..hatta ayakkabı burun kapalı arka açık olabilir:D
bide..geçmiş olsun sana:)
Simurgum..Çok eğlendim,gülücüklerle söyledim şarkıları kalabalıkta kimseler duymaz diye:)
Haklısın Mavianneciğim ben artık iflah olmam :)
Teşekkürler Mamillacığım.. inşallah :)
Tatlı parpali evet azkalsın öyle yapacaktım :))
Sevgili Kumm, önerilerini dikkate alacağım :)
Napiyon:)
hayranlıkla okudum yazdıklarınızı
ince topuklarla onca saat ayakta kalmak kolay değil hani...
geçmiş olsun diyelim,anladığım kadarıyla ağrı eşiğimiz hayli yüksek -):
resim de pek hoşmuş
elinize sağlık...
Önce ağır bir biopsi ardından bu kadar hareketlilik için kocamaaaan bir MAAŞALLAH diyorum.Suluboya tabloya bayıldım.cücük vov vov :) Saklanbaç'ada sevgiler. Karanlıkta rimelide anca bu kadar usta bir ressam sürer sevgiler arkadaşıma.
Önce kocamaaaaaaaan geçmiş olsun
sonra sahne tozu başka bir şeye benzemez
ve kesinlikle toz alınmaması gereken bir durumdur
sonra Özgür ruhlu bey süper
Adventure adamı
sonra resim süper
Saklanbacım aynı pozu bugün de versin,sizde resmini çizin
sonra
o kadar :D
-Simurgum :) Sen napıyon :)
- Sağol Beyaz Gelincik, Haklısın ağrı eşiğim yüksek :))
-Benden de sana sevgiler Sevgili Bast :)
-Sağol Sevgili Alper, Saklanan bacınla bi konuşayım,aynı pozu yeniden çalışalım :))
Günaydın.
Napiyon:)
İyi haftan olsun tamam mı?:)
geçmiş olsun..
önce..
koroyu çok canlı anlatmışsın evet....
yakışmış sana..
özgürruhlu.. denilecek bişi yok.. sen demedikten sonra.. ben homurdansam noolcak..
yüksek topuk iyidir.. der..
öper.. ve kaçarımmmm
atalet
Enerjine hayran kaldım..
Ne güzel :) Hep böyle haraketli olsun sanat hayatın.
Güzel haftalar diliyorum...
Canım benim...işte Fuında'mmm bu yaaaaa...tebrik edrim canım arkadaşım.Evet,o alkışlar alışkanlık yapıyor...bilirim:)))Öyle güzel anlatmışsın ki...orada seni izledim sanki.
Yaaa adamın adı ÖZGÜR...ne beklenebilir ki:)))Allah birbirinize bağışlasın.
Resim çok güzel...öpesim geldi saklanbacı.
Ayrıca çok çok geçmiş olsun.Ne kadar dayanıklısın.Bravo valla.Perşembe günü "sonuç iyi çıktı" diye yazarsın değil mi güzel arkadaşım.
Bu yazdığım kaçıncı yorum,bilemiyorum.Yazıyorum,yazıyorum,gitmiyor:)))Bir türlü beceremedim yollamayı.Bakalım şimdi yine deneyeceğim.
Seni kocaman öpüyorum Funda'mm...
Önce geçmiş olsun dileklerimi,sonra tebriklerimi gönderiyorum.Özgür ruh bana birini hatırlattı ya..Ben de hiç şaşırmadım ve yadırgamadım nedense:))
Sevgiler sana..Devam Funda devam..
Kuş ağızlı saklanana da bayıldım.
Yorum Gönder