skip to main |
skip to sidebar
Of ki of, bilgisayarı açamıyor, açarsam yazamıyor, yazarsam yayınlayamıyor, resim ekleyemiyor, dostlarımı okuyamıyor, okursam yorum yazamıyorum..
Bilgisayarda virüs var anladım, temizleyemedim.. bir usta bulucam.. hoş bir tane Osman bulmuştum.. (korsan bilgisayarcı) onu aradım, uygun olduğunda gelecekmiş, ama zaman veremedi..
Özledim dostlarım hepinizi.. yorum bırakamayıp hayranlık ve sevgiyle okumaya çalışıyorum, yazamayanları ben de merak ediyorum.. İstanbul’a gitmeye de az kaldı (15 günden az) burada sorun çözülmezse oradan seslenirim size..
Başarabilirsem son yaptığım tavuklu (yağlıboya) resmi ekliyorum aşağıya..
Ayrıca da sonsuz sevgilerimi…
Hobi patlaması ya da çatlaması arifesinde olduğumdan söz etmiştim.. Bildiğiniz gibi resim çalışmaları, koro çalışmaları (diksiyonun sesi kesildi-grup “hadi leen” deyip dağıldı) tango, salsa, araya bir iki akıllı davranış derken haa bir de örgü başlamıştım, kendimi abondone olmuş durumda buldum. A aaa birden bire bu yapmaya heveslendiğim çok keyfaldığım eylemler birer vazife gibi gelmeye başladı..
Hooop noluyoruz.. resim dedim, resimle ilgili heyecanımı yitirirsem maazallah yaşama sevincimi yitiririm ama kaç zamandır evde elime fırça almadım, gittiğim atölyelerde de başladığım resimler sürünmekte.. bitmesini istediğim ve inşallah bitince sizlerle paylaşacağım üç resim var.
Ama yok yok.. mevsim değişikliği nedeniyle ruh halim azıcık yamuk görünüyor ya, sahici bahar gelince ben de düzelicem, ooo ne resimler yaparım o zaman görün siz.. Sonra ne şarkılar şakır, ne danslar yaparım..
Dans dedim de Özgür ruhluyla (Alperin verdiği paye ile Tango Ağası) hayli aşama kaydettik.. pek güzel oluyor.. hiç ummadığım kadar uyum sağladı benim ağa.. kırkpınardan grekoromen sitiline geçtik, aşama sayılır tabi.. Cumartesi gününü iple çekiyorum.. Dans ederken sürekli gözlerimin içine bakarak (hocamız bir birimizin gözlerine bakın diyor) dişlerinin arasından “ulan fındık ne işler açtın başıma” diye söylenmesini kesmek için acaba dişlerinin arasına bir dal gül mü sıkıştırsam. Tangoya yakışır hem de diye düşünüyorum.
Du bakalım Cumartesi ola hayrola..
Bu gün Koro vardı ya Çarşamba faaliyeti; 8 Mart Dünya kadınlar günü nedeniyle susamlı halkalar yedim bu gün Koro Çalışması arasında.. (o gün koro elemanları bir araya gelmeyeceği için) çok duyarlı yaklaşıyoruz konuya, tatlı kurabiyeler vardı, kalabalık grup olarak kurabiye kutularındaki kurabiyeler bitene kadar günün mana ve önemi ile ilgili duygu ve düşüncelerimizi dişlerimize takılan susamları temizlerken aklımızdan geçirmişizdir mutlaka..
Koro demişken konu müziğe değmişken bir şey danışmak istiyorum size sevgili arkadaşlarım. Burada bir mağazada tanıdığım bir hanım var.. o bir şarkı arıyor, hiçbir yerde bulamıyormuş. Hem de bilinen sevilen bir TSM şarkısı..Ben de gayet bilen bir eda ile e gugıla yazın mp3 indir diye o gelir karşınıza dedim. Kadıncağız mail adresini verdi “eğer bulursanız yollarmısınız diye rica etti. A aa tabi.. dedim. Aaa tabi deyince söz vermiş vaad etmiş sayılırım ve bana uyku haram :)
O gün bu gün arıyorum Önce Sözlerini Yahya Kemal Beyatlı’nın yazdığı şarkının notalarını buldum Muzaffer İlkar bestelemiş.. Nihavent. Mp3 bulamadım.. müzik marketleri dolaştım yok yok.. bi de bana enteresan gelen bi durumla karşılaştım. Söz konusu güfteyi 4 ayrı makamda 5 ayrı bestecinin bestelediği bilgisine ulaştım.. Ama ençok bilineni Muzaffer İlkar’ın bestesiymiş.. Şimdi dostlarım diyorumki bilgisayarında aşağıdaki şarkının mp3 ü olan varmı.. varsa bana yollarmı,
Ben de o zaman sözümü yerine getrmiş olurmuyum.. ne dersiniz...
Şarkı bildiğiniz şarkı aslında, (TSM Seven ve İlgilenenlere)
“Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Gönlümle, uzaklarda bütün bir gece sizden
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
Dün bezminizin ezelî neş’esi vardı,
Saz sesleri tâ fecre kadar Körfez’i sardı;
Vaktâki sular şarkılar inlerken ağardı,
Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!
İşte durumlar böyleyken böyle..
Resimde tembelleştim ama dostlar resimsiz yazı olsun istemiyorum. Bir süre önce minik bir pres tuval üzerine suluboya ile yaptığım minik farecik resmini ekliyorum. Bu da fareli yazı olsun,
Bütün dostlarıma Sevgiler en bolundan . . .